13 Temmuz 2013 Cumartesi

Kola (Cola) Neyden Yapılır

8 Mayıs 1886'da Eczacı Dr. John S.Pemberton, Georgia Atlanta'da üç ayaklı pirinç bir çaydanlıkta lezzetli ve serinletici bir şurup yaptı. Karbonatlı su ile karıştırdığı şurubu dostlarına ikram etti. Bu yeni şurup öylesine beğenildi ki Dr. John S.Pemberton Jacob's eczanesinin bahçesinde bardağı 5 cent'ten satışa sundu. Bu yeni içecek adeta kapışılıyordu. Dr. Pemberton'un ortağı Frank Robinson iki C harfinin estetik olacağını düşündü ve kendi el yazısıyla Coca-Cola'nın bugüne kadar değişmeden gelen logosunu yaptı.
29 Mayıs 1886 tarihinde ilk Coca-Cola reklamı The Atlanta Journal'da yayınlandı. İlanda kullanılan slogan anlamını günümüze kadar koruyan “Nefis ve Serinletici” idi. 1886'da “Nefis ve Serinletici” sloganı ile yola çıkan Coca-Cola reklamlarda her zaman yaşamın birlikte geçirilen eğlenceli yanlarını ortaya çıkarıyordu. İlk nakliyatı, parlak kırmızı fıçılarla yapıldığı için, günümüzün en sevilen içeceğinin simgesi de kırmızı oldu. Dr. Pemberton'un ölümünden sonra Coca-Cola'nın haklarını 2 bin 300 dolara satın alan Asa Candler, 1892'de 100 bin dolar sermaye ile kurulan şirketinin dünyanın 200 ülkesinde satılacak bir ürünü pazarlayacağını tahmin bile edememişti.



Damaklarda keyif ve eğlencenin adı olacak bu içeceğin ambalajı da özel olmalıydı. Coca-Cola'nın şişelenmesine 1894 yılında küçük bir şekerci dükkanında tek makine ile başlandı. Geniş çaplı şişeleme yöntemine ise 5 yıl sonra geçildi. Ancak taklitlerinden ayırt edebilmek için farklı bir ambalaja ihtiyaç vardı. “Kırıldığında veya karanlıkta bile Coca-Cola şişesi olduğu anlaşılsın” arzusundan yola çıkılarak Root Glass Şirketi'nden yeni bir tasarım çalışması istendi. Dönemin ünlü tasarımcıları Alexander Samuelson ve Earl Dean hemen çalışmalara başladı. Coca-Cola 1920'ye gelindiğinde artık bütün ABD'de pazarlanıyordu. Ardından uluslararası bir ürün olma yolunda ilk adım atıldı. Coca-Cola 20 yıl içinde Küba ve Porto Rico'da üretilmeye başlandı. Ardından Panama, Filipinler ve Guam, 1920'de de Fransa'ya ihraç edilmeye başlandı. 1950 yılında Coca-Cola ünlü Time dergisine kapak olan ilk ürün oluyordu. Time,Coca-Cola'yı “Dünya ve Dostu” manşetiyle tanımlıyordu.

1965 yılında da Türkiye'ye geldi. Aya ilk kez ayak basan Neil Amstrong, ay yolculuğu dönüşü New York Times Square'de “Coca-Cola'nın Evine, Dünyaya Hoşgeldiniz” pankartıyla karşılanıyordu. Coca-Cola, Olimpiyat Oyunlarından Sir Edmund Hillary'nin Güney Kutbu fetih yolculuğuna kadar birçok organizasyonun sponsoru olarak karşımıza çıkıyor. Bugün dünyada 200 ülkede satılan, her yaştan, her cins ve ırktan insanın tanıdığı Coca-Cola'yı üreten Dr. Pemberton acaba evinin bahçesinde yaptığı şurubu karıştırırken bu şurubun bunca yıl sonra tüm dünyanın bir numaralı içeceği olacağını aklından geçirmiş midir?
Videodan kolanın serüvenini izleyebilirsiniz.

Kurşun Kalem Neyden Yapılır?

Günümüzde bilinen insanlık tarihinin yazının bulunmasıyla başladığı söylendiğinden, insanoğlu antik dönemlerden günümüze yazı yazmak için çeşitli aletler kullanmıştır. Şüphesiz yazmak için kullanılan bu araçların gerek işlevsellik gerekse de uzun süreli kullanım açısından popüler olanı kurşun kalemdir. Genellikle grafit neden karbonla alaşımlanmış kilden oluşan merkez bölümü ahşap bir koruma ile kaplanmış şekilde üretilen kurşun kalem, yazmak kadar günümüzde hala resim yapmak için de birçok sanatçı tarafından kullanılmaktadır.



Kurşun kalemin yazma işlemini asıl gerçekleştiren merkez bölümünün karbon ile karıştırılmış kilden yapılması, bu kalem türünün yakın geçmişte bulunmasına neden olmuştur. Çoğu insanın düşündüğünün tamamen aksine kurşun kalemin icadı yalnızca 18. yüzyıla rastlar. Bilinen insanlık tarihinin en eski dönemlerinde dahi insanoğlu yazmak ve resim yapmak için kalem kullanmasına rağmen bu dönemdeki kalemler mürekkep ile dolan kalem türleriydi. Daha pratik bir kullanım sunan kurşun kalemin bulunması 18. yüzyılın sonlarına rastlamaktadır. Günümüzde kullanılan kurşun kalemler modern üretim bantlarında otomatik cihazlar tarafından üretilmektedir. Endüstriyel üretim bandından çıkan ince tabanlı kurşun kalemler, grafit ve til tozuna su eklenmesi ile hazırlanan karşımdan yapılır. Elde edilen bu karışım ahşap çubukların içine yerleştirilerek sertleşmesi için fırınlanır ve böylece modern kurşun kalem kullanıma hazır hale getirilir. Modern anlamda kullandığımız kurşun kalemin icadı hakkında her ne kadar 18. yüzyıldan bahsedilse de, aslında kurşun kalemin yazmasını sağlayan grafit tozu “Sibirya Türkleri” tarafından bulunmuştur.

Bilim tarihinde çoğu kez olduğu gibi, grafit parçalarını bilinen tarihte ilk kullananlar Sibirya Türkleri olmasına rağmen günümüzde kurşun kalemin icadı İtalyanlar ve İngilizler ile anılmaktadır. Ahşap tutakların eklenmesini kurşun kalemin icadı olarak kabul eden “bir takım bilim çevreleri”, aslında kurşun kalemin önce Sibirya Türkleri ve sonrasında da Türkler aracılığı ile Ruslar ve Çinliler tarafından kullanıldığını unutmaktadır. M.S. 1. yüzyıldan itibaren grafit parçalarını kullanan Sibirya Türkleri, bu maddeye “Kara Taş” ismini vermiştir. Daha sonra Rusların da Türklerden görerek hayatına kattığı kurşun kalem, Rusçada da “Karandaş” kelimesiyle ifade edilmiştir. Tüm bunların ötesinde mağaralar yer alan bazı çizimlerin grafit kullanılarak yapıldığını iddia eden arkeologlar da bulunmaktadır.

Mıknatıs Neyden Yapılır?

Mıknatıs nedir
Mıknatıs, demir ve çelikten yapılmış şeyleri çeken cisimdir.
Serbestçe asıldığı zaman belirli doğrultuyu gösterir.
Ayruca, nikel ve belirli alaşımlar üzerinde de çekici etkisini gösterir.

Mıknatısın batı dillerinde karşılığı olan “magnet” kelimesinden çıkmıştır, Küçük Asya’da ise “Magnesia” diye adlandırılan bir çevreden gelmektedir. Burada yaşayan insanlar ilk defa belirli bazı siyah taşların demiri çektiğini farketmişler. Bu siyah taşlar “magnetit” adı verilen mıknatıs olan bir tür demir filiziydi.
Daha sonraları bir ipin ucunda serbestçe asılan,ya da bir tahta parçası üzerinde suya bırakılan bir mıknatısın daima kuzey-güney doğrultusunu gösterdiği keşfedildi. Bu buluştan yararlanarak,denizciler için pusulalar yapıldı. Pusula, aynı ilkeyle kuzey-güney doğrultusunu işaret eden magnetik bir ibre veya çubuk diye tanımlanabilir. Kuzeyi gösteren uç “kuzey kutbu”, güneyi işaret eden uç da “güney kutbu” olarak isimlendirilir.

Tabii bir mıknatıs olan “magnetit” in kimyasal formülü Fe3 O4 tür. Aslında bir demir oksidinden başka bir şey değildir. Çelik bir çubuk güçlü bir magnetit’in anında bırakılacak olursa, o da mıknatıs niteliğini alır.

Mıknatıs sadece çubuk şeklinde bulunmaz. At nalı biçiminde de olur. At nalı biçimindeki mıknatıslarda nalın iki ucu “kuzey” ve “güney” kutuplarıdır.



Eskiden mıknatıslar ilkel bir yoldan yapılırdı. Bir demir parçası bir tabii mıknatısla sürtüştürülür ve onun çekiciliğini alırdı. Başka türlü söylemek gerekirse, yapay olarak “mıknatıs” niteliği kazanırdı. Sonraları mıknatıs yapımı için başka bir rol bulundu. Bir demir parçasının üzerine izoleli bir telle sargı yapılıyor ve bu telden akım geçiriyordu. Yumuşak demir kullanıldığında,demir parçası sadece akım geçirildiği süre mıknatıs” niteliği taşıyordu.

Endüstrinin çeşitli dallarında bu tür elektromıknatıslardan büyük ölçüde yararlanılmaktadır. Elektrik motorlarının temel çalışma ilkeleri, elektromıknatıs unsurlara dayanır.

Büyük vinçlerde çok güçlü elektromıknatıslar kullanılır. Bu vinçler, en ağır ve büyük boyutlu demir, çelik eşyaları kolaylıkla kaldırırlar. Elektromıknatıs, telefon cihazlarından dev yapıda jenaratörlere,dinamolara kadar çok geniş bir uygulama alanını kapsamaktadır.

Silgi Neyden Yapılır?


Silgi kalem, tebeşir veya daktiloyla yazılıp çizilmiş işaretlerin silinmesinde kullanılan kauçuk, vinil, plastik veya bezden yapılmış gereç. Günümüzde silgiler genellikle bitkisel yağ, ince süngertaşı ve sülfürle bağlı kauçuğun bileşimidir. Bu karışım, kauçuk işleme aygıtlarında işlenir, kalıptan geçirilerek sertleştirilir. Vinil de oldukça yaygın kullanılan bir materyaldir. Modern materyallerle her renk silgi üretilebilmesine karşın; beyaz, pembe ve kahverengi en çok tercih edilen renklerdir.



Silginin Tarihçesi

Eski çağlarda, grafit ve kara kömür kalemlerin izlerini silmek için beyaz ekmek kullanıldığı bilinmektedir. Bugün bazı karakalem sanatçıları halen bu efekti kullanırlar. Modern gelişim ise şu şekilde olmuştur.
  • Fransız Akademisi’nin 1752 tutanağında silgiden bahsedildiğine rastlanmaktadır. Bu kayıtlarda, kalemle yazılan yazıları silmekte kullanılan, caoutchouch adı verilen, Güney Amerika ağaçlarından elde edilen bitkisel bir silgiden söz edilmektedir.
  • 1770 yılında,ingiliz mühendis Edward Nairne, ekmek parçaları yerine kauçuk kullanarak ilk kauçuk-silgi’yi yarım inç-kübüne 3 shilling’den satışa sundu. Nairne, kauçuk parçalarını biraraya getirirken tesadüf eseri onların silme gücünü farketmiş ve ürünü oluşturmuştu. Bu yüzden ingilizce’de bazen silgi eraser yerine doğrudan kauçuk rubber kelimesi kullanılır.
  • Silgi konusundaki esas ilerleme, diğer pek çok konuda olduğu gibi 1839′da Charles Goodyear’ın volkanize kauçuğu keşfetmesi oldu. Böylece daha dayanıklı ve uzun ömürlü olan silginin kullanımı arttı.
  • İlk kurşun kalem ve silgi patenti New York’ta 30 Mart 1858′de Hymen Lipman tarafından alınmıştır. Bu patent 1862′de Joseph Reckendorfer tarafından Eberhard Faber için satın alınmıştır. 1875′de Amerikan Yüksek Mahkemesi ürünün yeni olmadığı gerekçesiyle pantenti geçersiz olarak kabul etmiştir.

Silgi Çeşitleri
Kauçuk bitkisel yağ, ince süngertaşı ve sülfürle bağlı kauçuğun bileşimidir. Bu karışım, kauçuk işleme aygıtlarında işlenir, kalıptan geçirilerek sertleştirilir. En sık kullanılan silgi cinsidir. Kanserojen olduğu iddia edilmiştir.

Kalem Arkası ; Kimi silgiler özellikle kurşun kalemlerin arka tarafına yapıştırılımış halde bulunur.Genelde bu silgiler kalemin rengiyle uyumlu bir renkte olurlar. Kalem arakası silgilerin kullanımı genelde zor olduğu gibi, hoyratça kullanılmaları kağıda zarar verebilmektedir. Bu silgiler bazı uçlu kalemlerde ucun dışarı çıkmaması için kullanılırlar.

Cap-eraser adı verilen kalem arkası silgiler sonradan kaleme takılmak amacıyla aksesuar şeklinde tasarlanır ve arka kısma şapkavari bir biçimde geçirilirler.

Art-Gum genelde sanatçılar tarafından kullanılan, geniş yüzeyli, yumuşak kauçuktan yapılmış kaliteli silgilerdir. Oldukça büyük yüzeyleri zahmetsiz ve kağıda zarar vermeden silebilirler. Arkasında çok artık bırakır. Genelde rengi kahverengidir.

Yoğrulmuş Silgi , yine sanatçılar tarafından tercih edilen, oyun hamuruna benzeyen bir türdür. Sakız kadar esnek olan bir materyalden yapılır. Grafit ve kömür parçalarını içine alan bu silgi uzun süre yeteneğini korur. Bu silgiler bazen çeşitli efektler vermek için de kullanılırlar. Geniş bölgeleri silmek için uygun olmayan bu silgi; ısındığı takdirde kağıda yapışabilir.

Vinil Silgi yumuşak vinil silgiler genelde plastik-benzeri bir yapıya ve kauçuk cinslerine göre daha temiz kalan bir yüzeye sahiptirler.Kullanıldıkları zemine daha az zarar verirler. Hafif izleri silmede daha kullanışlıdırlar.Hassas plan kâğıtlarının üzerinde kolayca kullanılırlar; mühendisler ve mimarların kullanım amaçlarına uygundurlar.Genelde beyaz renge sahiptirler.

Sünger Genelde tebeşir tahta veya ispirtolu kalemlerin kullanıldığı beyaz tahtalarda kullanılırlar. Yapı olarak bulaşık süngerlerinden farkları yoktur. Bazıları kullanışlılığı arttırmak amacıyla mıknatıslıdır.

Dak-sil genelde daktilo veya tükenmez kalem hatalarını kapatmak için bunların üzerine sürülen beyaz boya veya yapıştırlan beyaz bantlara verilen addır.

Para Neyden Yapılır?


Paranın hammaddesi nedir? Sürekli kullandığımız ve elden ele geçmesine rağmen normal kâğıda göre uzun süre deforme olmayan banknotlar nasıl olurda bu kadar dayanıklı olabiliyor.



Belli ki paranın içinde ona dayanıklılık kazandıran maddeler mevcut. Peki, paranın içindeki bu madde veya maddeler nelerdir?

Linter adı verilen ve sanayide tekstil hammaddesi olarak kullanılan bir madde, yüksek dayanıklılığa sahip olması nedeniyle paranın içerisine konuluyor. Bu madde pamuğun çekirdeğini kaplıyor ve kısa lifli parçalardan oluşuyor.

Pamuk hakkındaki görüşlerini paylaşan Tariş Pamuk Birliği Başkanı Beliğ Azbazdar; kamuoyunda sadece elyafıyla tekstil hammadesi, çekirdeğiyle de yağ hammaddesi olarak kullanıldığı bilinen pamuğun banknottan baruta, hayvan yeminden margarine kadar çok geniş bir kullanım alanının bulunduğuna işaret etti.



Pamuğun çekirdeğini kaplayan linter para yapımında kullanılıyor!

Linter değerli kağıtların yapımında kullanılıyor. Bunun en büyük nedeni linterin, yüksek dayanıklılık ve emme kapasitesine sahip olması gösteriliyor.

Abazdar sözlerine şöyle devam etti: "Linter, banknot yapımından gözlük çerçevesine, mobilyadan baruta kadar çok değişik alanlarda kullanılıyor. Her gün kullandığımız banknotların hammaddesi linterdir. Linterin içindeki selülöz miktarının çok yüksek olması dayanıklılığını ve emiciliğini artırıyor. Nemlendikçe dayanıklılığı kaybolmuyor." Dedi.

Dolar Neyden Yapılır?


ABD doları, ABD’nin resmi para birimidir. İşareti $, uluslararası para kodu “USD”dir (United States Dollar). Amerikan doları diye de adlandırılır.

Dünyada en yaygın kullanılan dövizdir[10]. 2004 yılında dünyada dolaşımda yaklaşık 950 milyar ABD doları olduğu tahmin edilmektedir. Bu miktarın 2/3′ü ABD dışındadır. Bazı ülkeler ABD dolarını kendi resmi para birimleri olarak kullanmakta, bir kısım ülkede fiili tedavüldeki (de facto currency) para birimi, Britanya denizaşırı ülkelerinde ise tek para birimi olarak kullanılır (Britanya Virjin Adaları ve Turks ve Caicos Adaları).

Yeni kıtada kâğıt para dönemi 1600′lü yılların sonlarında İngiliz kolonilerinde askeri maliyetleri karşılamak içim basılan banknotlar ile başlamıştır. İlk banknot 1690 yılında Massachusetts Körfezi Kolonisi’nde basılarak dolaşıma çıkmıştır. Kağıt para çıkarma yöntemi diğer Kolonilerce de kısa sürede benimsenerek yaygınlaşmıştır.



ABD Kongresi, 1781 yılında yeni hükümetin mali operasyonlarına destek olmak amacıyla, Philadelphia’da bulunan The Bank of North America’yı ilk ulusal banka ilan eder. 1792′de kabul edilen Tedavüle Para Çıkarma Kanunu ile ABD Darphanesi kurulur ve federal para sistemi çerçevesinde her birinin değeri altın, gümüş veya bakır üzerinden saptanan farklı değerdeki madeni paraların basımına başlanır.

1785 yılında ABD Kongresi Doları ABD’nin para birimi olarak kabul eder. Federal hükümet ülke genelinde ilk kâğıt parayı 1861 yılında dolaşıma çıkarır. İç Savaşı finanse etmekte zorlanan Kongre ABD Hazinesine faiz getirisi olmayan vadesiz banknot ihraç etme yetkisi verir. Bu banknotlara, renkleri dolayısıyla “yeşil” adı takılır.

1913′te çıkarılan Amerikan Merkez Bankası Kanunu, Amerikan Merkez Bankasını (Federal Reserve Bank) ülkenin merkez bankası ilan eder. Banka, Amerikan Merkez Bankası Banknotları (Federal Reserve Notes) adlı yeni bir parayı dolaşıma sunar. “Tanrıya Güveniyoruz” (In God We Trust) ibaresi tüm banknotlar üzerinde kullanımı 1955′te kanunla zorunlu kılınmıştır.

Ruj Neyden Yapılır?

Ruj markaların ve yapılarına göre farklı maddeler ile üretilmektedir. Fakat rujların üretiminde ortak olan maddeler de bulunmaktadır. Hint yağı, sığırın sinir sistemi hücreleri, cochineal bu maddeler arasında yer almaktadır.
Rujun parlaması için ringa(parlayan balıkların pulları) kullanılmaktadır. Rujların yumuşatıcı özelliğe kavuşması için, E vitamini, jojoba yağı, papatya yağı, zerdeçal özü ve aloe vera gibi maddeler kullanılmaktadır.

Rujların ağırlığının büyük bir kısmı balmumu ve yağdan oluşmaktadır. Hint yağı dışında rujların imalatında; kakao yağı, bitkisel yağlar ve mineral yağları da kullanılabilmektedir. Balmumları içerisinden de yoğun olarak Carnauba balmumu kullanılmaktadır.
Ruj malzemelerinin imalatında kullanılan birçok malzeme eleştiri oklarının hedefi olmaktadır. Ruj üretiminde kullanılan hayvansal yağların bazılarının kansere ve zehirlenmelere yol açtığı iddiası ortaya atılmaktadır. Bu maddeler Amerika ve Avrupa Birliği tarafından yasaklanmış olmaktadır. Tartışma konusu olan maddelerin ülkemizdeki rujlarda kullanılması hakkında Sağlık Bakanlığı tarafından bir bildirisi bulunmamaktadır.